Marka Hukukunda Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı Nedir?

Marka tescili, işletmeler için hayati bir adımdır. Özgün bir marka yaratmak ve bu markanın yasal haklarını güvence altına almak, uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir. Ancak, marka tescili tek başına yeterli değildir. Tescil sahibi, markasını aktif olarak kullanmalı ve olası ihlallere karşı da tetikte olmalıdır. Peki, markada sessiz kalma yoluyla hak kaybı tam olarak nedir? İşletmeleri nasıl etkiler?

 

Marka Tescili ve Önemi

Bir işletme için en değerli varlıklardan biri, hiç şüphesiz markasıdır. Marka, tüketicilerin zihninde işletmeyi ve ürünlerini/hizmetlerini temsil eder. Bu nedenle, özgün bir marka yaratmak ve bu markanın yasal korumasını sağlamak büyük önem taşır. Marka tescili, markanın yasal olarak sahibine ait olduğunu gösteren resmi bir işlemdir. Marka tescili sayesinde, başkalarının aynı veya benzer bir markayı kullanmasının önüne geçilir ve marka isim hakkı güvence altına alınır. Marka isim hakkı, markanın ticari hayatta münhasıran kullanılma yetkisini ifade eder.

Sessiz Kalmanın Bedeli: Marka İptali

Marka tescili almak, markanın sonsuza dek sizin olduğu anlamına gelmez. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescil edilen bir marka, belirli şartların oluşması halinde iptal edilebilir. Bu şartlardan biri de, marka sahibinin tescilden sonraki beş yıl içinde markayı Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanmaması veya bu kullanıma haklı bir sebep olmaksızın ara vermesidir. İşte bu durum, markada sessiz kalma yoluyla hak kaybı olarak adlandırılır.

Marka tescil sorgulama işlemleri sırasında bu durumun dikkate alınması önemlidir. Zira, aktif olarak kullanılmayan bir marka, üçüncü kişiler tarafından iptal davası açılması riskini taşır. İptal davası sonucunda, marka tescili hükümsüz kılınabilir ve marka üzerindeki tüm haklarınız kaybolabilir. Dolayısıyla, marka tescili almak kadar, markayı aktif bir şekilde kullanmak ve kullanımınızı belgeleyebilmek de hayati önem taşır.

Hangi Durumlar Kullanım Sayılır?

Markanın ciddi ve fiili olarak kullanılması, ürünler veya hizmetler üzerinde markanın yer alması, reklam ve tanıtım faaliyetlerinde kullanılması, ticari belgelerde (fatura, irsaliye vb.) kullanılması gibi çeşitli şekillerde olabilir. Önemli olan, markanın ticari hayatta aktif bir şekilde varlık göstermesidir. Sadece tescilli olması ve raflarda veya internet sitelerinde yer almaması, ciddi kullanım olarak kabul edilmez.

 

Hak Kaybını Önlemek İçin Ne Yapmalı?

Marka isim hakkı sahibi olarak hak kaybını önlemek için yapılması gerekenler oldukça açıktır:

Markayı Tescilden İtibaren Aktif Olarak Kullanın: Tescil tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde markanızı ticari faaliyetlerinizde kullanmaya başlayın.

Kullanımı Belgeleyin: Markanın kullanıldığına dair fatura, reklam materyalleri, kataloglar, web sitesi ekran görüntüleri gibi belgeleri düzenli olarak saklayın.

Marka Tescil Sorgulama İşlemlerini Periyodik Olarak Yapın: Markanızın benzerlerinin piyasaya çıkıp çıkmadığını kontrol edin ve olası ihlallere karşı harekete geçin.

Hukuki Destek Alın: Marka hukuku konusunda uzman bir avukattan danışmanlık almak, haklarınızı koruma konusunda size yol gösterecektir.

Marka tescili, işletmeler için önemli bir yatırımdır. Ancak bu yatırımın korunması ve değerini sürdürmesi için markanın aktif olarak kullanılması ve haklarının takip edilmesi gerekmektedir. Markada sessiz kalma nedeniyle hak kaybı riskini bertaraf etmek için, tescilden sonraki süreçte bilinçli ve proaktif adımlar atmak büyük önem taşır. 

Marka isim hakkı ancak aktif kullanım ve özenli takip ile güvence altında kalır. Marka tescil sorgulama süreçlerini ihmal etmeyin ve markanızı ticari hayatta canlı tutun. Marka tescili ve diğer hizmetler konusunda bilgi almak ve diğer sorularınız için WhatsApp kanalımız aracılığıyla Prestij Marka ‘ ya her an ulaşabilirsiniz.