Günümüz rekabetçi pazarlarında markaların en kıymetli sermayesi, tüketici zihninde kazandığı yer ve bıraktığı algısal derinliktir. Bu çerçevede tanınmış marka; yalnızca sektöründe değil, toplumsal hafızada da güçlü bir farkındalık ve itibara sahip olan markaları ifade eder. Türkiye’de ve uluslararası platformlarda, bu statü markalara ek hukuki avantajlar sağlar. Marka tescili, markanın hukuki koruma altına alınmasını sağlarken, tanınmış marka olmak ise bu korumayı daha da güçlendirir. Ancak bir markanın “tanınmış” sayılabilmesi için bazı özel kriterleri karşılaması gerekir. Peki bu kriterler nelerdir? Tanınmış marka olmanın avantajları nelerdir? Bu yazımızda, tanınmış marka, marka koruma süresi, marka tescili ve marka isim hakkı gibi konulara detaylı bir şekilde değinerek aklınızdaki tüm sorulara yanıt vermeyi amaçlıyoruz.
Tanınmış Markaların Özellikleri Nelerdir? Hukuken Nasıl Tanımlanır?
Tanınmış marka, geniş halk kitleleri tarafından yüksek derecede tanınan, ayırt edici özellikleriyle öne çıkan ve toplumun büyük bir kesiminde güçlü bir bilinirlilik kazanan markalara atfedilen özel bir statüdür. Bu kavram, hem Türkiye’de hem de uluslararası hukukta önemli bir yer tutar. Özellikle Türkiye’de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde değerlendirilir.
Tanınmış markalar, genellikle kendi sektörleri dışındaki kişiler tarafından bile tanınır. Örneğin, teknoloji sektöründeki bir markanın gıda sektöründe bile bilinmesi bu statüyü alabileceğine işaret edebilir. Bu statü, marka isim hakkı ve marka tescili kapsamında ilave koruma imkanları sunar. Tanınmışlığın değerlendirilmesi ise yalnızca satış performansıyla sınırlı kalmayıp, reklam yatırımları, medya görünürlüğü ve tüketici algısı gibi çok boyutlu ölçütlerle belirlenir.
Bu markalar için sağlanan koruma, yalnızca tescilli oldukları sınıflarla sınırlı kalmaz, farklı sınıflarda kullanılmalarına karşı da koruma sağlar. Bu da marka isim hakkı ihlallerine karşı güçlü bir hukuki zemin oluşturur.
Bir Markanın Tanınmış Sayılması İçin Kriterler
Bir markanın tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için bazı objektif kriterleri karşılaması gerekmektedir. Bu kriterler, hem Türkiye’de hem de Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) gibi uluslararası kuruluşlarca belirlenmiştir.
Kullanım süresi: Marka ne kadar süredir aktif olarak kullanılıyorsa, tanınmış olma ihtimali artar.
Pazar payı: Markanın sektördeki yeri ve satış hacmi önemli bir etkendir.
Reklam ve tanıtım faaliyetleri: Markaya yapılan reklam yatırımları ve medya görünürlüğü, halkın markaya aşinalığını artırır.
Tanınma düzeyi: Marka, sadece kendi alanında değil; farklı sektörlerdeki bireyler tarafından da tanınıyorsa bu kriteri karşılar.
Tescil geçmişi: Markanın ulusal ve uluslararası düzeyde marka tescili olup olmadığı da dikkate alınır.
Taklit edilme oranı: Çok sık taklit edilen markalar genellikle daha tanınmış markalardır.
Eğer bir marka bu koşulları sağlıyorsa, tanınmış marka başvurusu yapılabilir. Böylece marka, sadece belirli sektörlerde değil, genel anlamda isim hakkı korumasına sahip olur. Aynı zamanda marka koruma süresi boyunca bu özel statü sayesinde daha güçlü hukuki haklara sahip olur.
Tanınmış Marka Tescili Nasıl Yapılır?
Tanınmış marka tescili klasik marka tescil sürecinden farklı ve daha ayrıntılı bir işlemdir. Bu süreç, markanın yalnızca tescil edilmesini değil, toplumda ne kadar tanındığının da ispat edilmesini gerektirir. Türkiye’de bu işlemi yürüten kurum TÜRKPATENT’tir.
Öncelikle, marka sahibinin tanınmışlık başvurusu yapması gerekir. Başvuruya, markanın kullanım süresini, reklam faaliyetlerini, satış raporlarını ve medya görünürlüğünü kanıtlayan belgeler eklenmelidir. Ayrıca marka hakkında alınmış mahkeme kararları, daha önceki benzer davalar, varsa taklit örnekleri de başvuruya dahil edilebilir.
Başvuru değerlendirme süreci birkaç ay sürebilir. Değerlendirme sonucunda marka tanınmış marka statüsünü kazanırsa, bu durum kamuya açık bir şekilde duyurulur. Böylece marka, isim hakkı ve marka tescili açısından sınıf sınırlaması olmaksızın koruma elde eder. Ayrıca marka koruma süresi boyunca izinsiz kullanım girişimlerine karşı güçlü bir savunma imkanı doğar.
Tanınmış Markalar İçin Koruma Süresi Ne Kadardır?
Tanınmış marka korunma süresi, genel olarak 10 yıl olup, bu süre dolduğunda yenileme ile tekrar uzatılabilir. Ancak tanınmış marka statüsü kazanan markalar için bu koruma çok daha kapsamlıdır. Tanınmışlık, yalnızca tescil sınıfıyla sınırlı kalmaz; markanın her alanda izinsiz kullanılmasına karşı güçlü bir savunma sağlar.
Tanınmış markalar, genellikle başka kişiler tarafından farklı mal veya hizmet sınıflarında taklit edilse dahi, yasal olarak korunur. Bu da demektir ki, tanınmış bir marka yalnızca bulunduğu sektörde değil, diğer tüm alanlarda da marka isim hakkı ihlallerine karşı dava açabilir. Örneğin, tanınmış bir telefon markasının adıyla bir gıda ürünü piyasaya sürülmeye çalışılırsa, marka sahibi bu kullanıma karşı kolaylıkla dava açabilir.
Bu koruma, markanın tanınmışlık statüsü sürdüğü müddetçe geçerlidir. Bununla birlikte, korumanın devamı için her 10 yılda bir tescil yenileme işleminin gerçekleştirilmesi zorunludur. Yenileme sırasında markanın tanınmışlık statüsünü sürdürüp sürdürmediği tekrar değerlendirilebilir. Bu nedenle markanın sürekli olarak medya ve pazarlama yatırımlarını sürdürmesi önemlidir. Tanınmış marka olmanın avantajlarını keşfettiniz.
Markanızı en iyi şekilde korumak ve tescil işlemlerinde profesyonel destek almak için Prestij Marka ile WhatsApp üzerinden de iletişime geçebilirsiniz. Güvenilir hizmet ve uzman kadro ile markanızı geleceğe taşımaya hazır olun!